Abdi İbrahim şirketinin 300 çalışanını tazminatsız işten çıkartmasına ilişkin olarak, Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan ÇOLAK bir basın açıklaması yaptı. Açıklama şöyle; “İlaç sektörü, 2008 yılı mali krizinin arkasından uygulamaya geçilen sıkı ekonomik tedbirlerden tüm bileşenleri ile birlikte etkilendi. Zincirin halkaları olan ilaç üreticileri, dağıtıcıları ve ilacı danışmanlık hizmeti ile birlikte değer katarak hastaya ulaştıran eczacılar, ilaç fiyat düşüşleri, global bütçe, döviz kuru ayarlamasının yapılmaması gibi nedenler sonucunda daha fazla üretip, daha çok çalışıp, daha az kazanmak zorunda kaldılar. Ancak güçlü olan ilaç şirketleri, bu küçülmenin yükünü hep birlikte omuzlamak yerine çalışanlarına ve eczacılara atmayı seçtiler. Abdi İbrahim, yüzde 6’nın altına düşmeyen satış payı ve 3600 çalışanıyla 2003 yılından beri bu sektörün en güçlü firmasıdır. Yerli bir ilaç şirketinin bu pozisyonda olması, görevi yerli ilaç sanayiini korumak olan bizleri de ayrıca memnun etmektedir. Ancak yerli ilaç şirketlerinin en önemlisi olan Abdi İbrahim, ilaç ve çalışma kalitesinden ödün vermeden, saygın bir firma olma konusundaki imajını korumakla öncelikle kendisi mükelleftir. Abdi İbrahim basına yansıdığı kadarıyla geçtiğimiz günlerde 300 çalışanını tazminatsız işten çıkartmıştır. Abdi İbrahim, 2008 ilaç fiyat düşüşleri ile birlikte eczacıların ticari ıskontolarını ortadan kaldıran ilk firmalardan olmuştur. Abdi İbrahim, eczacının fiyat düşüşlerinden kaynaklı stok zararlarını da ödememektedir. Aynı Abdi İbrahim’in sahibi Nezih Barut, ulusal gazetelere “ilaç kalitesini düşürmek zorunda kaldıklarını” açıklayarak kârdan ettikleri zararı hastalardan da çıkartacağını açıkça ifade etmiştir. Abdi İbrahim, şirketi 2012 yılı hariç eksi büyüme göstermediği halde, görünen o ki kârını artırmak için maliyetleri azaltmak yoluna girmiştir. Elbette hukuk son kararı verecektir ancak işçileri tazminatsız ve onurunu zedeleyerek işten çıkartabilen Abdi İbrahim, küçülmenin bedelini hastadan, çalışandan, eczacıdan çıkartmayı tercih etmiştir. Gücünü korumak için güçsüzü ezmek, ne vicdana, ne yasaya ne de sektör içi oluşturmaya çalıştığımız işbirliği anlayışına uygun değildir. Abdi İbrahim ürününü hastaya ulaştıran eczacılara borçludur, Abdi İbrahim kendi çatısı altında çalışanlara borçludur, Abdi İbrahim “ikinci kalite ilaç vermek zorunda kalacağım” dediği hastalara borçludur, Abdi İbrahim varoluşunu mümkün kılan sektöre borcunu bir an önce ödemelidir.” Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz. TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ BASIN BÜROSU